Dedektif Connor, aklını yitirme pahasına da olsa kızını geri getirmeye kararlıydı. Evrenin kurallarını çiğneyerek, farklı boyutların derinliklerine inmeye başladı. Gerçekliğin dokusu yırtıldıkça, onu gözleyen bir şey vardı… Portalların ötesinde bekleyen, zamana ve mekâna ait olmayan devasa eller. Bir kez peşine düştüğünde, ondan kaçmak imkânsızdı. Yakaladığında Connor'ı başka bir boyuta sürüklüyor, onu orada sonsuzluğun dehşetiyle sınava tabi tutuyordu. Eğer hayatta kalabilirse, kaçışına devam edebilirdi.

Ancak yolculuk ilerledikçe işlerin düşündüğü gibi olmadığını fark etti. Peşinde olan tek şey o yaratık değildi—gerçekler de onu yakalamaya çalışıyordu. Gördükleri ve hatırladıkları arasındaki boşluklar büyüyor, hiçbir şey tam olarak yerli yerine oturmuyordu.